
Geri Dönüşümün Miladı “Deri”
Share
Geri Dönüşüm terimi artık hepimizin zihinlerinde öyle ya da böyle çağrışım yapıyor. Yer küredeki kaynakların sınırlılığı, bizi hem tasarrufa hem de kullandığımız mevcut enerji ve materyallerden geride kalanları ihtiyaçlarımız doğrultusunda yeniden üretmeye itiyor. Hepimiz cam, plastik, pil ve buna benzer birçok malzemenin yeniden dönüştürüldüğünü biliyoruz. Peki bu süreç nasıl başladı? İnsanların sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucu, kullanım süresi dolmuş ve artık doğa için zararlı hale gelen her türlü maddeye atık diyoruz. Atıkların yeniden değerlendirilmesi ancak geri dönüşüm ile sağlanır. Geri dönüşüm, yeniden değerlendirilme imkanı olan bu atıkların fiziksel veya kimyasal işlemlere tabi tutularak ikinci bir hammaddeye dönüştürülmesine denir. Geri dönüşümde amaç kaynakların aşırı ölçüde kullanımını önlemek, atıkların kaynaklarında ayrıştırılmasını sağlamak, atık çöp miktarının azalmasını sağlamaktır.
Geri dönüşüm uzun vadede çok verimli bir ekonomik yatırımdır. İnsanoğlu hammadde ve doğal kaynakların giderek tükenmesi sonucunda gelecekte birçok ekonomik problemle karşı karşıya. İşte bu noktada geri dönüşüm ekonominin düzelmesi için en iyi olanaktır. Öte yandan, geri dönüşümü sağlanan birçok atık çevre kirliliğinin de önlenmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Peki neden bu kadar önemli?
1. Doğal kaynakların azalmasını önlüyor.
2. Enerji tasarrufu sağlıyor.
3. Bertaraf edilmesi gereken katı atık miktarı azalıyor.
4. Ekonomiye katkı sağlıyor.
5. Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakabilmeyi sağlıyor.
6. Sera gazı emisyonunun düşmesine katkı sağlıyor.
7. Evsel atıkların kompost yöntemiyle geri dönüştürülmesi toprağın verimini arttırıyor. Böylece hem organik hem de besin değeri yüksek ürünler elde edilebiliyor.
Geri dönüşüm, insanlık tarihi için en yaygın uygulamalardan biri olmuştur hep. Kayıta geçmiş savunucularından ilkinin, tarihte geriye gidildiğinde, M.Ö 400 yılında Platon olduğu görülür. Ardından çeşitli coğrafyalarda, çeşitli sürelerde yapılan savaşlar ve bu sebeple yaşanan ekonomik, sosyal çalkantılar, her türlü malzemenin dönüşümünün zaruri olduğunu gözler önüne sermekte. Geri dönüşüm hareketlerinin ana nedeni, geri dönüşümün ekonomik avantaj sağlaması. Yeni üretim yapılırken ham maddenin kullanılmasındansa, geri dönüşümden gelen maddenin kullanılmasında büyük avantaj ve sermaye birikimi sağlanmakta. Yapılan arkeolojik araştırmalar gösteriyor ki, prehistorik dönemlerde başlayan ilk geri dönüşüm hareketi “Deri” üzerine olmuş. Prehistorik dönemden itibaren kullanılan post, kürk ve kabaca işlenmişderilerle beraber giyim ve günlük hayattaki eşyalar yapılabildiğine göre, deri kullanımının insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyleyebiliriz. Bilgiler bizi deri konusunda her ne kadar Antik Çağ’a ve onu takip eden Helenistik Döneme yönlendirse de, deri, rüştünü ticari ve geri dönüştürülebilir bir materyal olarak Anadolu, Sümer, Babil ve Mısır uygarlıklarında varlığını ilan etmiştir. Sandaletten, ayakkabıya, toprak kaplara oranla hafif olmasından dolayı mutfak malzemelerine, örtüden, silaha, süs eşyasına kadar varlığımızın ilk gününden beri hayatımızda olan deriyi bizim için bu kadar önemli yapan özellikleri neler peki? Doğaldır. Yumuşak bir dokuya sahiptir. Her deri parçasının kendine has, ünik bir dokusu vardır. Desenleri farklıdır. Bu yüzden her biri eşsizdir. Ayrıca dayanıklıdır. Yanmaz, yırtılmaz, kopmaz. Koku yapmaz. Sağlıklıdır. Ve en önemlisi ve bizim için en vazgeçilmezi, deri kalitedir. İnsanoğlu ilk hangi hayvanla mücadelesinde deriyi keşfetti, ilk hangi bebeği ısıttı onunla, ilk hangi silahını donattı, ilk kimi korudu bilemeyiz ama deri ve onun varyasyonları, bugün hem bize şıklık katıyor hem sağlık vadediyor hem de bugünün silahlarını, yani bilgisayarlarımızı, tabletlerimizi, telefonlarımızı ve bize kimlik katan her ayrıntıyı güvenle sarıyor. Deri bizi seviyor... Biz de deriyi..